Tasvir Gazetesinde Bir Yazı Keman Konçertosu, Ankara, 22 Aralık 1972, Tasvir |
|
Eser, konser tarihi ve seslendirme bilgileri: Keman Konçertosu, 22 Aralık 1972, Suna Kan, Şef: Jean Perisson, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası
"Gerçekten olağanüstü güzellikte idi 22 Aralık akşamı Kemancı Suna Kan'ın seslendirdiği konçerto. Batı dünyasının bile ancak birinci dizide gelen kemancıları böyle yüksek verimli bir konçerto sunabilirler. 15 Eylül günü toprağa verdiğimiz değerli bağdar Ulvi Cemal Erkin'in ‘Keman Konçertosu'nu seslendirirken, böylesi derinliği olan bir müzik sunmak, ancak büyük virtüozlara yaraşırdı diyebilirdim.
Suna Kan, belli ki çok sevdiği Erkin'i seslendirirken, bilinci kadar kalbini de vermişti keman tellerine. Ve şimdiye dek bu konçertonun bunca üstün düzeyde çalınabildiğine inanasım gelmiyor. Hatta Özbeöz Suna'nın kemanında bile.
Salon dolusu dinleyicini soluğunu kesen ve gönüllerini dilllerine getirerek, Ulvi Cemal için sızlayan gönüllerimizin de acısını yansıtıyordu sanki Suna Kan. Eğer ruhu gibi vücudu da her zaman ki canlılığı ile aramızda bulunsaydı Erkin'in, hiç kuşkusuz bencileyin alnından öperdi değerli Virtüozumuzu.
Bir ara çevremdekilerden birkaçının buğulu gözleriyle karşılaştım. Onların da Erkin'le ve onun anılarıyla dolup taştıklarını sezinledim. Suna da bizimle gönül birliği etmiş olmalı ki, bağdalarımızın ruhuu dile getiren konçertosuna böyle erişilmez bir renk, çeşne ve tınlayış verebildi.
Ne yazık ki Suna kan'ın kemanına denk bir seslendirme düzeyine erişemeyen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestramızı, Konçertonun eşliğinde olduğu gibi, İgor Stravinski'nin bale süitinde ve Mussorgsky'nin Bir Sergiden Resimler adlı talbosunda mevsim başı beğendiğimiz Fransız Şef Jean Perisson yönetti ve Erkin'in konçertosundaki kavrayışı ile sunuşu, gerçekten bir yabancı şef için üstün başarı sayılabilirdi. Çünkü Ulvi Cemal Erkin, hemen her yapıtında olduğu gibi, keman konçertosunda da folklorumuza özgü zor ritimleri, parlak renkleri ustalıkla kullanmasını bilmiştir. Bizim havamıza girmesi zor yabancılar için de bu tutum güçlükler yaratabilir.
Diyeceğim şu ki, geçen haftanın senfonik konserinde bir kez daha Türk Bağdarlarıyla Çalıcılarının dünya ünlülerinden aşağı kalmadıklarına içtenlikle inandık. Mutluyuz ve müzikçilerimize çok şey borçluyuz.